26 Mayıs 2016 Perşembe

İSPANYA GEZİSİ ; HOLA VALENCİA !

PORTAKAL LEZZETİNDE BİR ŞEHİR: VALENCİA
                     

       İspanya gezimizin ilk durağı Akdeniz'in kıyısında kurulmuş olan Valancia  için  24 Ocak 2015 te Atatürk Hava Limanı'ndan  Sabah 10:00 uçağı ile  yolculuğumuz başladı.Güneşli bir hava bizi bekliyordu.Meyve bahçeleriyle ünlü, portakal cenneti olan şehir aynı zamanda  İspanya'nın Valencia Eyaletinin başkentidir. İspanya'nın Madrid ve Barselona'dan sonra en büyük şehridir. Plajlarıyla da ünlüdür. İspanya'nın ünlü yemeği Paella'nın çıkış yeridir.( burada paella yemedim, onu Madrid Şehir gezimde ayrıntılı yazacağım.) İçinden Turia Nehrinin geçtiği bu şehir, 1957 yılında nehir taşarak, şehre zarar vermiştir. Nehir yatakları da güzel ve örnek olabilecek bir projeyle şehirde yaşayan halkın yararlanabileceği , spor yapabileceği, dinlenebileceği , çocukları için park alanları, sanat merkezleri haline getirilmiştir.İçinde havuzlar, parklar bisiklet yolları, spor alanları vb.. bulunmaktadır. AVM olmamış yani :-))))Turia Bahçeleri diye adlandırılmaktadır.
Turia Bahçeleri
Gezimize eski şehir meydanıyla başladık. Eski şehirde bulunan görkemli katedral ve her iki tarafında bulunan ‘La Plaza de la Reina’ ile ‘La Plaza de la Virgen’ meydanları gayet alımlı.Valencia’nın old town (eski şehir merkezi) bölgesinde bulunan en önemli yapı bu Valencia Katedrali‘dir. İlk olarak 13. yüzyılda Araplar tarafından cami olarak yapılmış, ancak fazla kullanılamadan şehir hıristiyanların eline geçince kiliseye çevrilmiş.16. yüzyılda ise çıkan yangın sonucunda büyük bir bölümü hasar görerek yenilenmiş ve 3 farklı dönemde büyütülerek genişletilmiş. Bu yüzden dış mimarisi gotik, barok ve neo-klasik tarzda yapılmış. Bu özelliğiyle dünyada eşine arz rastlanacak tarzda bir katedral.Katedralin içerisinde müze var, isterseniz ,ücret ödeyip gezebilirsiniz.
Valancia Katedrali





















National Museum of Ceramics and Decorative Arts (Seramik ve dekoratif sanat müzesi); Valanciada mutlaka görmeniz gereken yerlerden birisi.İçerdeki müze kapalı olduğu için görme imkanı bulamadık.


Seramik ve dekoratif müzesi


La Lonja (The Silk Exchange) 15yy’dan kalma ipek ticaret pazarı olarak inşa edilen La Lonja ise Gotik mimari yapısıyla görülmesi gereken bir yapıttır. Mermer kolonların üzerinde yükselen tavanları 15 ve 16.yy’larda ticaretin gücü ve zenginliğini sembolize ediyor. Bugün La Lonja binası Unesco kültür mirasları arasında yer alıyor.
La Lonja

Valencia'nın ana meydanı olan Placa de la Verge ve avlusunda yer alan Turia Çeşmesi de şehrin simgeleri arasındadır.
Turia Çeşmesi

Santa Catalina Kilisesi: Gotik sitil ve Roman Katolik tarza sahip kilise 13 . yüzyıl başlarında inşaa edilmiştir.

Santa Catalina Kilisesi

Torres de Serranos da yolumuzun üstünde bizi bekliyordu.
1300’lü yıllarda savunma amacıyla yapılmış iki kule. Gotik tarzda. Şehrin simgelerinden. İspanya iç savaşında Madrid’deki Prado müzesinden kaçırılan sanat eserleri burada muhafaza edilmiş.
 

















San Juan Kilisesi Hastanesi 
Ayrıca 500 yıllık geçmişi olan Valancia Üniversitesini de görme imkanı bulduk. 1499 yılında İspanya’nın Valencia şehrinde kurulan Universitat de València aynı zamanda İspanya’da halen eğitime devam eden en eski üniversitelerden biridir. Yaklaşık 55.000 öğrenciye eğitim veren üniversite 3.300 akademik personele sahipmiş.
 


















Valencia ;portakal ağaçları arasında keyifle gezebileceğiniz bir şehir.

Plaza Redonda'nın arka taraftaki girişine doğru devam ettik ve karşımıza Valencia'nın ve dünyanın sayılı en küçük apartmanlarından birini gördük.


Plaza de la Reina, Valencia'nın en önemli meydanlarından biridir.
Plaza de Reina
Hava kararmaya başlayınca şehrin en önemli merkezi olan Bilim ve sanat bölümünden oluşan La ciudad de las Artes y las Ciencas 'ı görmeye gidiyoruz. Ünlü mimar Calatrava tarafından  yapılmış bir konsept mimari eserler topluluğudur.5 ana binadan oluşan eserler şehre ayrı bir hava katıyor. Ana binalar; büyük spor, sanat ve moda organizasyonlarının düzenlendiği Agora, opera ve tiyatroların yapıldığı Palau de les Arts Reina Sofia, büyük ekranlarda Imax sinema gösterimlerinin yapıldığı, kimi zaman gece kulübüne de dönüştürülen Hemisferic , dinazorlardan, uzay bilimi, botanik gibi farklı konularda interaktif, eğlenceli ve eğitici ögelerin bulunduğu Prince Felipe Science Museum ve Avrupa’nın en büyük akvaryumu olan L’Oceanografic… oluşmaktadır.Biz dışarıdan görebildik, vaktiniz varsa mutlaka ayrıntılı görmenizi tavsiye ederim.
Etrafı fotoğrafladıktan sonra otelimiz Hotel Alaquas'a doğru yola çıkıyoruz..Merkezden uzak bir konuma sahip..Sabah Kahvaltıdan sonra Barselona yolculuğumuz başlayacak..Barselona izlenimlerimi de başka bir yazı da paylaşacağım..
Öneriler:
Ne Yenir? Ne İçilir?
Paella( ispanyol yemeği) deneyin derim..
Horchata ;Bademden yapılan yerel bir içeçek

Festival zamanında gitmenizi tavsiye ederim..Valencia festivalleriyle ünlü bir şehir...
Flemenko izlemeyi unutmayın..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder