5 Haziran 2016 Pazar

İSPANYA GEZİSİ; ORTAÇAĞ KASABASI GİRONA VE SALVADOR DALİ MÜZESİ

27.01.2015
GİRONA VE SALVADOR DALİ MÜZESİ!!



GİRONA; 100 bin nüfuslu bir Katalon şehri..Katalonya' nın kuzeydoğusunda bulunmaktadır. Katolik bir şehirdir. 1492 de Kral Ferdinand   yahudilerin ülkeden gitmelerini ya da din değiştirmelerini istemiştir. Bunları kabul etmeyenler katledilmişlerdir.Bu şehri kaçamayan ve din değiştiren yahudilerin kurduğu düşünülmektedir. Onyar nehrinin üzerine kurulmuş ve yan yana dizilmiş renkli evler kasabanın sembolüdür.Sabah otelden tur otobüsüyle yola çıkarak gözümüzü bu güzel kasabada açtık...Şehri yürüyerek gezdik ve siz de rahatlıkla bunu yapabilirsiniz.

Bu ortaçağ kentinin girişinde  maskotu olan aslan heykeli ile karşılaşıyoruz. Din değiştiren Yahudilerin, gettolarına yabancı girişini kontrol altına almak için yaptıkları bir maskot. Onyar nehrini geçenler Getto’ya girmeden önce Aslanı öpüyorlar. Ve eğer köprüyü geçer de Aslanı öpmezse yabancı olduğunu anlayıp önlemlerini alıyorlarmış. 
Girona daracık  ortaçağ sokaklarıyla, devasa katedraliyle insanı büyülüyor. Bağımsızlıklarını ve milliyetçiliklerini simgeleyen bayraklarını camlarda görüyoruz.


 Kale ve Kale Duvarı Yolu (Passeig de Muralla);  Şehrin en yüksek yerinde kale ve kaleyi çevreleyen surlar var. Kaleye çıkıp şehri yüksekten görmek , o surların içinde dolaşmak gayet keyifli.

Girona Katedrali(Catedral de Santa María de Gerona)
İspanya’daki gotik katedrallerin içinde en incelikli olanlardan biridir. Belli bölümleri çağlar içinde yıkılarak yeniden yapılmıştır. Romanesk, gotik ve özellikle barok özellikler taşır. 3 platformlu, 90 basamaklı rokoko tarzı merdivenle çıkılan ön yüzü tamamen baroktur. 

Katedralin içini ücret ödeyerek, gezebilirsiniz ama biz grup gezmeyince Girona sokaklarına dönüyoruz.Karşımıza Saint Feliu Kilisesi çıkıyor.


Saint Feliu Kilisesi; Erken Hıristiyanlık dönemine ait kilise,gotik tarzda inşaa edilmiştir. Girona dar ve romantik sokaklarıyla, sizi içine çekiyor..Şehir bol merdivenli olmasıyla da dikkatimizi çekiyor.

El Call:Bu eski şehrin bir bölümünü ise yine dünyanın en iyi korunmuş "Yahudi Mahallesi" olan El Call oluşturur. 
Bu tarihi binalar Koku filmine de ev sahipliği yapmış. İzlemiş olanlar belki de aşağıdaki  fotoğrafı  tanıdık bulabilirler.
Girona'da  fotograf karesine girecek güzel sokaklar, kapılar, yollar,dükkanlar karşımıza çıkıyor..

Girona'dan ayrılma saati gelince tekrar grupla buluşuyoruz ve Dali Müzesi için Figures'e doğru yola çıkıyoruz..
FİGURES VE DALİ MÜZESİ
11 Mayıs 1904'te İspanya'nın Figueras kentinde doğdu, 23 Ocak 1989'da aynı kentte öldü. Babası Figures Kasabasının noteriymiş.İlk sergisini Figures'te Tiyatro binasında 1919 da yapmış.Sürrealizmin önde gelen temsilcilerindendir.Yaptığı resimler ve çizdiği portreler kendisinin hakkında bir çok spekülasyona yol açmıştır. Genelde resimleri soyut ve hayalci olur. Salvador Dali sadece eserleriyle değil, yaşam tarzı ,kişiliği ve düşünceleriyle de dikkati çekmeyi başarmıştır. Kendine özgü yapısıyla, iddialı tavrıyla ve eserleriyle kendini tüm dünyaya kanıtlamış sanatçı sadece sürrealizm çizgisinde değil kubist ve dadaist bir çizgiden geçerek eserlerini vermiştir.Dali son 3 yılını müzenin içinde  odasında geçirmiştir.En büyük tutkusu karısı GALA'dır. Dali sadece ressam olmayıp aynı zamanda  yönetmen, senarist, mimar, heykeltraştır. Asıl konumuz olan Dali  Tiyatro müzesi; Dali için önemli bir yer olan müzeyi Dali  kendisi tasarlamıştır.

Müze dışarıdan hemen dikkat çekiyor. Tepesinde yumurtalar ve duvarlara yapışmış ekmekler ve oscar figürleri. Dali'nin resimlerinde kullandığı simgeler ve anlamları:
Yumurta; Doğumu ve üremeyi,  Ekmek; Varoluş,bereket  Sinek; Yaşam, Karınca;Ölüm, çürümüşlük,  Dalgıç Kıyafeti; Bilinç altına dalış, Saat; Zamanın esnekliği diye rehberimiz bizlere anlatıyor.
Müzenin bilet gişesinin hemen yanındaki adam kafası dikkatimizi çekiyor.Alnında tv ve gözlerinde çocuk figürleri bulunuyor.Günümüzde teknolojinin bizleri ve özellikle çocuklarımızı esir edeceğini önceden Dali görebilmiş....
Müzenin içine giriyoruz.Müze bildiğimiz müzelerden çok farklı tasarımıyla kendine hayran bırakıyor.Müzenin ortasındaki Cadillac marka araba dikkatimizi çekiyor. Cadillac'ın  Dali'nin yıllarca kullandığı arabası olduğunu öğreniyoruz..


 Müzenin bölümlerini gezmeye devam ediyoruz.

Müzenin içinde Dali’nin kara kalem çalışmalarından yağlı boya tablolarına ve ilginç objelerine kadar birçok eser mevcut. 



           Ünlü ekmek tablosunu 1941 yılında New york ta yapmış ve 6 ay sürmüş.
Müzeyi dolaşırken Dali'nin ilginç yatağını da görüyoruz.



Müzede dolaşırken tavan resimleri dikkatimizi çekiyor.Müzenin 1. katındaki "Rüzgar Sarayı (Palace of the Wind) Odası"nın tavanını boydan boya kaplayan bu çalışma, yağlıboya ile farklı boylardaki tualler üzerine çalışılmış.
Müzenin her köşesi bizi büyülüyor ve Dali'nin yeteneğine ve zekasına hayran kalıyoruz.
Birinci Kat "Mae West Odası"; Mae West 1980’de yaşamını yitirmiş Amerikalı bir sinema-tiyatro oyuncusudur. Dali,  hayran olduğu bu sanatçının yüzünü ilham alarak bir oturma odası yapmıştır.

Dali'ye hayran bir şekilde ve iyi ki müzeye gelmişiz diyerek müze'nin mağazasına giriyoruz.Mağazadan tabi ki Dali'nin eserlerinden olan posterlere gözümüz takılıyor ve beğendiklerimizden birkaç tane alıyoruz.  Kesinlikle almanızı ve çerçeveleterek duvarlarınızda yerini almanızı tavsiye ederim..
Figüres kasabasını dolaşarak, tekrar otobüste yerimizi alıyoruz..
Gezerek  özgürleşme dileğiyle........

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder