2 Kasım 2016 Çarşamba

YEDİGÖLLER MİLLİ PARKI

Yedigöller; Bolu'nun 42 km. kuzeyinde yer alan Milli Park Sonbaharda büründüğü rengarenk haliyle ziyaretçi akınına uğruyor.Milli parkta  yedi tane göl bulunmaktadır. Bunlar; Büyükgöl, Seringöl, Deringöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, İncegöl ve Sazlıgöl'dür. Yedigöller Milli Parkı bilimsel inceleme ve araştırmalar için de kuvvetli bir altyapıya sahiptir. Başta zambak, sıklamen, çiğdem ve orkide olmak üzere toplam 236 adet bitki türünü içeren Milli Park, yurdumuzun en güzel karışık doğal ormanlarına da sahiptir. Başlıca ağaç türleri olan kayın, gürgen, meşe, kızılağaç, akçaağaç, karaağaç, titrek kavak, sarı ve kara çam, köknar, fındık, yapraklı üvez, keçi söğüdü, yabani kiraz, porsuk, ıhlamur ve dişbudak ağaçları görülebilmektedir. Yaklaşık 40 yıldır Milli Park olarak koruma altında olan Yedigöller Bölgesi,  yoğun orman örtüsüne sahiptir. 
2015 sonbaharında da gittiğim ve hayran kaldığım Yedigölleri tam anlamıyla keşfetmek için YEMA yürüyüş grubuyla gece saat 01:30 da İstanbul'dan  yola çıktık.2-3 saati İstanbul-Ankara otobanında yolculuğumuz devam etti.Bolu şehir merkezine girarek, Yedigöller tabelasını takit ederek milli parka ulaştık.Yolculuk 5-6 saat yol sürdüğü için yolculuğu gece planlayarak sabah günün ilk ışıklarıyla Manzara Seyir terasında olmaktı amacımız. Gece yol üstünde mola vererek çorba ve çay içtik. Arada verilen molalar ve keyifli sohbetler eşliğinde  yolumuza devam ederek sabah saat 07:00 de Kapankaya Seyir Terasında gün doğumunu fotoğraflamak için durduk..Seyir terasına çıkmak için merdiven çıkarak yukarı doğru tırmandık.Sabah sakinliği ve doğanın harika görüntüsü bizi uykumuzdan ayılttı.


           Teras müthiş ama merdivenler zorlayıcı.Ama kesinlikle manzarayı görmek ve doğayı hissetmek için çıkmanızı ve  fotoğraf çekmenizi öneriyorum.Terasta biraz vakit geçirip, etrafı fotoğrafladıktan sonra Milli Parkın içine yürüyerek gitmeye karar verdik.Hem doğayı yaşamak hem de sonbaharın güzelliğini gözlemleyerek inmek güzel bir fikirdi ve doğru karar vermişiz.Kuş sesleri duyarak rengarenk bitki örtüsü arasında aşağıya doğru yürümeye devam ettik.

Yol boyu yürümeye devam edince karşımıza Manzara Seyir Terası çıktı.Yine üstten Yedigöller Milli Parkını ve dağları fotoğraflama imkanı sağlayan harika bir teras.























Gün ağarmaya başladıkça ve etraf aydınlanınca renklerin güzelliği ve ahengi ortaya çıkmaya başladı.Doğa bir kez daha kendini hayran bırakmaya devam ediyor. Seyir terasından somra Milli parka doğru yürüyüşümüze devam ettik.Fotoğraf çekmeyi sevdiğim için de makina elimde her güzelliği yakalamaya çalıştım.
Karşımıza sağ tarafta Anıt Ağaç çıktı geçen yıl bu ağacı görememiştim ve YEMA grubuyla ağacı görmek için tırmanmaya başladık.Yürüdükçe başka bitkiler ve farklı bir doğa yine beni şaşırttı.Kendimi yeni yerleri ilk defa keşfeden çocuklar gibi hissettim.Yaklaşık 500 metrelik yürüyüşten sonra 500 yıllık anıt Karaçam ağacına ulaşıyoruz. O kadar heybetli görünüyor ki grupla etrafına kollarımızı birleştirerek çamı çevreliyoruz.



Anıt çam o kadar heybetli ki bakışlar bile bunu bize anlatıyor.Burada biraz vakit geçirdikten sonra tekrar yolumuza devam etmek için anayola çıkıyoruz..

Yedigöller Milli Parkı bilimsel inceleme ve araştırmalar için de kuvvetli bir altyapıya sahiptir. Çok sayıda bitki türünü içeren milli park, yurdumuzun en güzel, karışık doğal ormanlarına sahiptir. Başlıca ağaç türleri olan kayın, gürgen, meşe, kızılağaç, akçaağaç, karaağaç, titrek kavak, sarı ve kara çam, köknar, fındık, ıhlamur ve dişbudak ağaçları yüksek boylu ve düzgün gövdelidir. Porsuk gibi nesli azalmakta olan bitki türleri de mevcuttur.Biz bu  güzellikler arasında yürüyüşümüze devam ettik.


Milli parkın girişine gelince görevlilerden bilet alarak içeri giriyoruz.

Sağ tarafımızda Nazlı gölü görüyoruz ve gölün kenarındaki patikadan gölün çevresini dolaşıyoruz. Nazlı gölün etrafında çadırlar var.Kamp alanı olarak genelde bu bölge tercih edilmiş olduğunu görüyoruz.


 Hemen ileride bizi PisagorAğacı tabelası bekliyordu. Bir ağaç diğerinin üzerine devrilip kaynaşarak dik üçgen görümünü aldığı için bu ağaca Pisagor Ağacı denir.



Tabelalardan da anlaşılacağı üzere Yedigöllerde kamp yapıp gece konaklayabilirsiniz bir milli park ama ateş yakmak kesinlikle yasak..Dolaşırken oldukça fazla çadırlara ve kamp yapanlara rastladık.Sessiz ve sakin havası, güzel manzaraları, değişik arazi şekilleri, yürüyüş yolları, şelaleleri, çeşitli cinste bitki ve ağaçlarla süslü yamaçlarıyla piknik, dinlenme, fotoğraf çekme, spor yapma ve kamp kurma gibi faaliyetler yapılabildiği gibi ayrıca, 1 hektarlık alanda çadırla veya karavanla konaklama da yapılabilir. Parkın ziyarete en uygun zamanı nisan-kasım ayları arasıdır.

Otapark çok dolu olduğu için araçlar yol boyunca park yapmışlar..Sabah erken saatlerde Yedigöllere gelerek ve park etmenizi öneririm.Öğleden sonra kalabalık arttığı için park  yeri bulmada sorun yaşanabiliyor.Yolumuza devam ederek Büyükgöle geldik.Ortalama 780 m. yükseklikte olan platodaki göllerin en büyüğü Büyükgöl’dür. En derin yeri ise 15 m’dir. Büyükgöl’ün güneydoğusundaki Deringöl, 20 m. uzunluğundaki akan bölümü ile Büyükgöl’e bağlıdır. Büyükgöl, Yedigöller’de canlı alabalık yetiştirilmesi için damızlık amaçlı kullanılmaktadır. Ülkemizde ilk alabalık üretme istasyonu 1969 yılında burada kurulmuştur. Büyükgöl’ün kuzeyinde ise Seringöl bulunmaktadır.



 Büyük gölün etrafında bir tur atarak, gölün üstüne kurulmuş olan iskelelerden gölü izleyip fotoğrafladık. Yedigöllerin en güzel gölü...Göl kenarındaki piknik masalarına oturarak göl manzaralı kahvaltı yapabilirsiniz.Biz de aynen öyle yaptık ve sandviçlerimizi yiyerek, gölü seyrettik..

Yedigöllerden sonra Deringöl'e doğru yöneldik.Her yıl mayıs-eylül dönemlerinde Büyükgöl ve Deringöl’de ücret karşılığı sportif olta balıkçılığı yapılabilmektedir. Göllerde göl alası ve gökkuşağı alabalığı vardır.Deringölün hemen yanından sağ tarafa doğru devam ederseniz şelale ve gülen kayalara gidilebiliyor.
 


Derin gölün etrafından Şelale ve Gülen kayalar'a doğru yolumuza devam ediyoruz.
Şelaleyi fotoğrafladıktan sonra şelaleye çok yakın olan Dilek çeşmesinde biraz soluklandık.Dileğinizin gerçekleşmesi için 7 oluktan da su içmeniz gerekiyor.





 Gülen Kayalar:Kaya gülen insan yüzüne benzediği için bu şekilde adlandırılmış.Kayaların önündeki yoldan devam ederek biraz tırmandık ve tekrar Nazlıgölün yanındaki kamp alanına ulaştık.



Nazlıgölün yanından geçerek  İncegöl ve Sazlıgöle geldik.





Sazlıgölün sol yanındaki patikadan yola devam ederseniz yaklaşık 300 metre sonra,milli park içindeki geyik üretme istasyonuna ulaşırsınız.Biz gezimizi tamamlayınca saat 13: 30 kalkacak olan aracımızı Deringölün kenarında gölü seyrederek beklemeye başladık.
13:30 aracımızla Bolu'ya doğru yola çıkarken Yedigöllere gelen tur otobüsleri her yeri dolduruyordu. Bu durumdan çıkardığım sonuç öğleden sonra çok kalabalık olduğu ve artık gitme zamanının geldiği....Siz olun kesinlikle sabah erken saatlerde milli parkta olmaya çalışın..
Dönüş yolu renklerle daha da büyüleyici hale geldi..Resimdeki muhteşem manzaranın karşısında köylülerin açmış olduğu yerel ürünlerin satıldığı yerde kısa bir mola verdik..Haşlanmış mısırın lezzeti çok iyiydi..Çaylarımızı içerek, etrafı fotoğrafladık ve Bolu yoluna devam ettik.




Saat 15:00 gibi Boluya ulaştık.Amacımız Efsane Mantı da mantı yemekti ama maalesef kapalı olduğu için biz de yönümüzü taş fırında pide yemeye çevirdik..Saat 16:30 'a kadar vaktimiz olduğu için de Bolu'nun trafiğe kapalı caddesinde  vakit geçirmeye çalıştık.Grup toplanınca Tekrar İstanbul yoluna koyulduk......




Konaklama

Bence Yedigöller’de en güzel konaklama şekli çadır.Çok çeşitli konaklama imkanı maalesef yok.  Yedigöller içinde tek konaklama imkanı, hemen girişteki, Milli Parklar’a ait ağaç evler.. Önceden rezervasyon yaptırırsanız burada konaklama imkanı yakalayabilirsiniz.
Bol keyifli, bol rotalı geziler diliyorum...
Gezerek özgürleşmeniz dileğiyle....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder